the whole world is our playground

the whole world is our playground
the whole world is our playground

8 Ekim 2009 Perşembe

soykaloji!

soykaloji!
uçan atlarımıza binip hindistandaki ucuz otelimizin pis sokaklara bakan balkonunda margaritalarımızı falan yudumlasak diyorum?
ya da fransaya gideriz, çevreye ve dile oldukça fransız. napolyonun topraklarını koklarız. bre napoleon ben bile geçtim üstünden!
bulutlara doğru hafif bir seyahat ama gökkuşağı çok güzel bir şey değil, tek bir renge saplanıp kalırız aman diyim; kırmızıyı severken yeşili maviyi unutmak doğru değil.
las vegasta biraz kumar oynarız, tabi gidene kadar kalırsa paramız. çoğuna gerek yok zaten oksijenin fazlası bile yakıyor diyorlar.
londranın arka sokaklarında uzun boylu manken fizikli sen elbisenle ben smokinimle(post modern girls and old men geleneği icabında). sonra, amerikaya gidip ameliyat ettiririz seni ne diyorsun? bunun üstüne de hollandada yapılan bir lezbiyen evliliği, türk kahvesi yanına likör gibi gider. yarasın!
çok duman, çok para, sen maskara oldun, ben zampara.
hayır başımı ağrıtacaklar da ağrıyan uzvumu kesmeyi deneyeceğim diye korkmasam?
geç bunları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder